Sosyal Medya

Kürsü

Mevlâ, hidayeti isteyip hak edene ihsan eder…

Son zamanlarda sıkça gündeme gelen ama hep endişe ettiğimiz bir mesele var. Hatta bu mesele birkaç soru ile karşımıza çıkmaktadır: - Ya biz de bir gün, bugün kınadıklarımız ve beğenmediklerimiz gibi olursak - Sizin onlardan ne farkınız var - Sizin de yarın onlar gibi olmayacağınızı nereden bilebiliriz



1. Bilemeyiz! Yarın nasıl oluruz, ne halde oluruz bilemeyiz. Bu yüzden her Fatiha ile günde en az 5 vakitte ve en az 40 kere; “Bizi doÄŸru yola ilet. Yanlış yolda olanların ve yolundan dönmüş olanların yoluna deÄŸil” diye dua ederiz. Ve her Cuma hutbede hatip; “Allah’ın hidayet verdiÄŸini yoldan çıkaracak kimse yoktur. Allah’ın hidayet vermediÄŸini ise kimse doÄŸru yola iletemez” diye ikazda bulunur.
2. Yani yarınımızdan emin olmak istiyorsak; bunu Mevlâ’dan istemeliyiz. Ä°lk ÅŸart budur. Lakin istemekten kastımız dua etmektir. Dua, niyazdır yani yakarıştır. Yoksa dua etmek demek, sipariÅŸ vermek ya da haÅŸa emir vermek deÄŸildir.
3. Peki, Mevlâ, bizi niye hidayet üzere devamlı kılsın Niye Amr bin Hişâm’a yani Ebû Cehil’e deÄŸil de Ömer bin Hattâb’a nasip oldu hidayet Zira Ömer Ä°slam’dan önce de adam idi. Cesur, açık sözlü, haksızlığa gelemeyen, mert biriydi. Kötü iÅŸlere razı deÄŸildi. Bu yüzden hidayet ona nasip oldu. Åžu halde hidayet üzere kalabilmek yani yamulmamak, dönmemek, deÄŸiÅŸmemek için salih amel iÅŸlemeye devam etmeliyiz. Yoksa sadece iyi niyetle ve sözle hidayet hak edilmez. Adam gibi iman edip inancının gereÄŸini yapmak icap eder.
4. Hidayet üzere Mevlâ’nın bizi devamlı kılmasının, Allah’ın emirlerini yerine getirme ve salih amel iÅŸleme haricindeki ÅŸartı ise doÄŸru, güzel ve imanlı kimselerle birlikte olmaktır. Bu yüzden Ä°slam, cemaat dinidir.
5. Musa AS; yanlışlıkla birini öldürmüş ama Mevlâ kendisini affetmiş ve hatta ona peygamberlik ihsan etmiştir. Sebep O, salih bir kul idi. Yani geçmişte iyi işler yapmıştı. Yunus AS, kavmini terk emişti. Bunu izinsiz yapmıştı. Ve bu, kendisine verilen görevi terk etmek ve isyan etmekti. Oysa affedildi. Niye Çünkü o da salih bir insandı.
6. Yusuf AS, son anda haramdan kurtulmuÅŸtu. EÄŸer biz son anda kendisini kurtarmasa idik, harama düşmüştü buyuruyor Mevlâ. Peki, niçin korumuÅŸtu kendisini Rabbimiz “Ä°ÅŸte biz, iyi iÅŸler yapan ve yaptıkları iÅŸi en güzel ÅŸekilde yapanları böyle mükâfatlandırırız.” 
7. Yani eÄŸer üzerimize düşeni yaptığımıza emin isek geleceÄŸimizden endiÅŸe etmeye hacet yoktur. Korku, kendinden emin olmayanın iÅŸidir. E bunu nerden bileceÄŸiz Adam olan kendini bilir. Åžayet yalan söylemiyor ve gerçeklerden kaçmıyor ise…
8. Gelecekte ne olacak diye endiÅŸe etmek ve geçmiÅŸte şöyle şöyle yaptım diye üzülmek gaflettir. Zira bu tür davranışlar hem vakti boÅŸa harcamak hem de kendine zulüm etmektir. BaÅŸkalarına zulmetmek gibi kendine zulmetmek de helal deÄŸildir. Bize düşen geçmiÅŸe tevbe edip varsa borçları ödemek ve geçmiÅŸi unutmak; bir de geleceÄŸe bakarak hayırlı iÅŸler yapmaktır. 
9. Bir başka ifadeyle hatalarımıza takılıp kalmak yerine iyilik yapmaya emek harcamalıyız. Hatalarımızı geri alamayız. Olan olmuş, geçen geçip gitmiştir.
10. “Sonunu düşünen kahraman olamaz” diyor Merhum Åžeyh Åžamil. Yani kimse yarın ne olacağını bilemez. Yarına, yarın bakarız. “Ben bu iÅŸe baÅŸladım ama beÅŸ sene sonra ÅŸartlar deÄŸiÅŸirse” ya da “birkaç yıl sonra şöyle şöyle olursa” diye o iÅŸten vaz geçmek, 1. Åžeytanın iÅŸidir. “Bir iÅŸe karar verdiysen artık Allah’a tevekkül et”  yani “dönme, yılma, vaz geçme” buyuruyor Mevlâ.
11. Yani “siz de yarın falanca cemaat ya da falan gibi olmayacak mısınız” diye soranlara diyoruz ki; “Sen yarın nerede ne olacağından emin misin Emin deÄŸil isen ne diye konuÅŸuyorsun Yok, emin isen nereden garanti aldın Yani kesin cennetlik misin”
12. “Biz vakıf, dernek iÅŸi ve siyaset yapıyoruz. Ama yarın birileri bu bizim yaptıklarımızdan menfaat elde eder ise biz kötülüğe sebep olmaz mıyız” Hayır olmayız. Zira akıbet Allah’a aittir. Bizim niyetimiz temizdir. Biz niyet ve gayretlerimizin karşılığını alırız. “Ä°brahim AS, salih bir insan idi. Salih evlatlarından sevap alır ama hayırsız evlatlarından mesul deÄŸildir.” Bu durum, hepimiz için geçerlidir. EÄŸer ihmal ve kastımız yok ise evlatlarımızın ve öğrencilerimizin yanlış iÅŸlerinden mesul deÄŸiliz. Fakat onların güzel iÅŸlerinden payımızı alırız.
13. Evlat ve öğrenci yetiÅŸtiriyoruz. Ya yarın evlatlarımız bize düşman olur ise Ya öğrencilerimiz bizi terk eder, öğrettiklerimize ihanet eder ise Yukardaki durum burada da geçerlidir. Ve ayrıca bugün dost olan yarın düşman, bugün düşman olan yarın dost olabilir. Kalpler Mevlâ’nın elindedir. Ve dünya fanidir. Mevla, dilerse dostu düşman, düşmanı dost eder. Bize düşen ise sadece teslim olmak ve yeni duruma göre hareket etmektir.
Gerçek dost, Mevlâ’dır.
Gerçek yakın ve gerçek sevgili de O’dur.
Gerçek takdir eden ve en güzel karşılık veren de sadece Cenâbı Hak’tır... 
Yusuf, 22.
Âli İmrân, 159.

Turgut Akyüz/ Milli Gazete

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.